Herkese merhaba. Bugünkü makalemizi Sanat ve Tasarım kategorisi altına ekliyoruz. Makale konumuz ise Yeni Gerçekçilik Sinema Akımı şeklinde olacak.
Yeni gerçekçilik diğer bir adıyla neorealizm 2. Dünya Savaşı sonrasında İtalya’da ortaya çıkmış olan bir sinema akımıdır. 1944 ile 1952 yılları arasında etkili olan yeni gerçekçilik sinema akımı 1945 senesinde Roberto Rosselini tarafından Roma, Açık Şehir (Roma, Citta Aperta) adlı filmin çekilmesi ile başladığı savunulur. Yeni gerçekçilik sinema akımının son filmi olarak ise 1952 senesinde Vittorio De Sica tarafından çekilen Umberto D. adlı film gösterilmektedir.
Yeni Gerçekçilik (Neorealizm) Sinema Akımı Nasıl Ortaya Çıktı?
İtalyan Yeni Gerçekçilik (neorealizm) sinema akımı 1930-40 yılları arasında yani Mussolini döneminde Beyaz Telefon Filmleri olarak isimlendirilen filmlere bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Beyaz Telefon Filmleri 1930 ile 1940 yılları arasında Mussolini’nin iktidarda olduğu dönemde ortaya çıkmış ve baskı rejimi altında yaşayan halkın dikkatini farklı yöne çekmek, halkı eğlendirmek ve Mussolini’nin iktidarını koruma amacı taşıyan filmledir. Bu tür filmlere aynı zamanda pembe salon filmleri de denilmektedir.
Yeni gerçekçilik sinema akımına bağlı filmler pembe salon filmlerinin aksine savaş sonrası ekonomik çöküş, düzensizlik ortamında ortaya çıkan umutsuzluk, parasızlık, ahlaki çöküş gibi konuları işlerken günlük hayatta yer alan sıradan çalışan insanların hayatlarını konu edinirler.
Yeni Gerçekçilik (Neorealizm) Sinema Akımı Özellikleri
Yeni gerçekçilik sinema akımının özelliklerini kısaca maddeler halinde şu şekilde sıralayabiliriz:
- Bu akıma bağlı filmlerde sıradan insanların gündelik hayatına sempatik bir bakış açısıyla yaklaşılıp filmler bu yönde şekillendirilir.
- Filmlerde fikirlerden çok duygular ön plandadır.
- Filmlerde hümanist bakış açısı hakimdir.
- Filmler stüdyoda değil daha çok sokakta çekildi. Ve çekim sırasında yapay ışıklardan ziyade doğal gün ışığından faydalanıldı.
- Sessiz bir şekilde çekilen filmler daha sonrasında dublaj ile sesli hale getiriliyordu.
- Bu dönemde yönetmenler tarafından profesyonel olmayan oyuncular ve doğaçlama bir oyunculuk tercih edilmiştir. Bunun filmlere daha doğal bir hava katacağı düşünülüyordu.
- Filmler çok düşük bütçeler ile çekilmekteydi.