Herkese merhaba. Bugünkü makalemizi Sanat ve Tasarım kategorisi altına ekliyoruz. Makale konumuz ise De Stijl Sanat Akımı hakkında olacak.
Hollanda merkezli bir sanat akımı olan De Stijl geometrik formlar ve ana renkler gibi temel görsel unsurlara odaklanan soyut, ayrıştırılmış bir estetiği benimsemiştir. De Stijl sanat akımını başlatan tasarımcılar Art Deco akımının dekoratif anlamdaki aşırılığına tepkiliydiler. Sanatın kalitesinin düştüğünü düşünen De Stijl sanat akımına bağlı tasarımcılar modern çağa uygun evrensel yeni bir görsel dil oluşturma çabasındaydılar.
Theo van Doesburg ve Piet Mondrian adlı iki Hollandalı ressam önderliğinde De Stijl akımı ortaya çıkmıştır. De Stijl tasarımcıları kendilerine has olan stillerini güzel ve uygulamalı sanatlarda göstermişlerdir.
Yenilikçi fikirlerini aynı adı taşıyan dergilerinde tanıtan sanatçılar, biçim ve işlevin ideal birleşiminden daha azını hayal etmediler ve böylece De Stijl‘i nihai sanat akımı haline getirdiler. Bu amaçla De Stijl sanatçıları, dikkatlerini yalnızca resim ve heykel gibi güzel sanatlar medyasına değil, endüstriyel tasarım, tipografi, hatta edebiyat ve müzik dahil olmak üzere hemen hemen tüm diğer sanat türlerine çevirdiler. De Stijl’in etkisi belki de en belirgin şekilde mimarlık alanında hissedildi ve 1920’lerin ve 1930’ların Uluslararası Tarzının ortaya çıkmasına yardımcı oldu .
De Stijl Sanat Akımı Özellikleri
De Stijl sanat akımı özelliklerini, ana fikrini ve amaçlarını maddeler halinde şu şekilde sıralyabiliriz:
- Zamanın diğer avangart hareketleri gibi, Hollandaca’da basitçe “tarz” anlamına gelen De Stijl, büyük ölçüde Birinci Dünya Savaşı’nın dehşetlerine ve sonrasında toplumu yeniden inşa etme arzusuna yanıt olarak ortaya çıktı. Sanatı sosyal ve ruhsal bir kurtuluş aracı olarak gören De Stijl üyeleri, ütopik bir sanat vizyonunu ve onun dönüştürücü potansiyelini benimsedi.
- Soyut sanatın öncü temsilcilerinden De Stijl sanatçıları, hassas bir şekilde oluşturulmuş geometrik formlardan (genellikle düz çizgiler, kareler ve dikdörtgenler) ve ana renklerden oluşan görsel bir dili benimsedi. Sanatçıların “bireyin önemini yitirirken evrensel olan” arayışını ifade eden bu sade dil, dünyanın uyumunu yöneten yasaları ortaya çıkarmayı amaçlıyordu.
- De Stijl sanatçıları, hareketin ütopik vizyonunu somutlaştıran işler yaratmış olsalar da, bu vizyonun gerçek dünyada ulaşılamaz olduğunun farkına varmaları, esas olarak grubun ölümüne yol açtı. Sonuçta, De Stijl’in devam eden şöhreti, büyük ölçüde en iyi bilinen üyesi ve gerçek modern ustası Piet Mondrian‘ın kalıcı başarısının sonucudur .
De Stijl Sanatçıları ve Eserleri
1. Composotion A (1920)
Sanatçı Piet Mondrain tarafından tasarlanan bu eser O’nun De Stijl akımı çerçevesinde tam olarak olgunlaşmadan önce geometrik soyutlamasına iyi bir örnektir.
2. Mechano Dancer (1922)
Sanatçı Wilmos Huszar tarafından oluşturulan bu erken dönem çalışması De Stijl sanatının kendine özgü geometrik şekillerini kullanır.
3. Red and Blue Chair (1923)
Sanatçı Gerrit Rietveld tarafından ilk olarak 1918 senesinde tasarlanmıştır. Bu sandalyenin en karakteristik özelliği üzerinde bulunan çizgiler ve yüzeylerin herhangi bir eklem kullanılmadan birbirine bağlı şekilde bulunan yatay ve dikey bir bileşim içerisinde bir araya getirilmiş olmasıdır. Bu yönüyle de artık el yapımı yerine seri üretim şeklinde mobilya üretimine geçilebileceği aktarılmaktadır.
Böylelikle De Stijl sanat akımı özellikleri, sanatçıları ve eserlerinden kısaca bahsetmiş olduk. Bir sonraki makalemizde görüşmek üzere…